1.YetiÅŸtirilme ve geleneksel kadın cinsel rolü:
Toplumumuzda kız çocukları yetiÅŸtirilirken cinsellikle ilgilenmemeleri öÄŸretilir. Cinsel ilgi ve aktiviteler kınanır ve kısıtlanır. Mesela mastürbasyon yapmaları istenmez ve hoÅŸ karşılanmaz. Kadınlardan beklenen sadece eÅŸine yanıt verebilir olmalarıdır. Birçok araÅŸtırmada kadınların önemli bir bölümünün ön seviÅŸme sırasında eÅŸlerine çok az katıldıkları ya da hiç katılmadıkları, birleÅŸme sırasında ise çoÄŸunlukla hareketsiz kaldıkları gösterilmiÅŸtir.Kadınlar erkeklere neyi cinsel olarak uyarıcı bulduklarını söylemekten kaçınırlar, yeteri kadar uyarılmadıklarında cinsel birleÅŸmeyi reddetmezler, hazlarını artıracak daha aktif tutumlar almaktan kaçınırlar. Duygusal yakınlık daha önemli olduÄŸu için yakınlık, yumuÅŸaklık hissetmediklerinde ya da kırgınlıkları olduÄŸunda, incindiklerinde cinsel iÅŸlevleri daha çabuk olumsuz olarak etkilenir.
2.Geleneksel kadın cinsel rolünün dışına çıkamamak:
Geleneksel kadın cinsel rolünü benimsemiÅŸ olanlar için "iyi kız" sendromu, edilgenlik, boyun eÄŸme, yumuÅŸak baÅŸlılık, incelikli olmakla birliktedir.
Geleneksel kadın rolünün orgazm olamama (anorgazmi) ile ilgili mesajları ÅŸunlardır:
a - Cinsellikle ilgili her türlü duygu ve davranışlarını kontrol etmelidirler.
b - Cinselliklerini sadece eşlerine yanıt vermekle sınırlamalıdırlar.
c - Orgazm olup olmamaları, hatta cinsellikten haz almaları önemli ve beklenen bir ÅŸey deÄŸildir.
3.Negatif beden imajı ve düÅŸük benlik saygısı:
Orgazm bozukluÄŸu olan kadınlarda kendilerine duydukları saygının azlığı, yetersizlik duyguları ve olumsuz beden imgesi daha sık görülmektedir. Bu kadınlar kendi cinselliklerinden, iliÅŸkilerinden ve cinsel aktivitelerinin tipinden ve düzeyinden daha az memnundurlar.
4.Edilgenlik, çekingenlik:
Edilgen, bağımlı ve çekingen kadınlar, aktif, bağımsız ve giriÅŸken kadınlara göre daha çok cinsel iÅŸlev bozukluÄŸu gösterirler. EvlenmemiÅŸ kadınlar cinsel ilgi ve isteklerini reddetmeyi, bekarete deÄŸer vermeyi ve meÅŸru bir evlilik iliÅŸkisinde bütün bu engellenmelerin ortadan kalkmasını beklemeyi öÄŸrenmektedirler. Ancak yıllarca cinsel duygularına ilgisiz kaldıktan ve onları bastırdıktan sonra meÅŸru bir eriÅŸkin cinsel iliÅŸkisinde yanıt verici olmakta zorlanmaları ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. Cinsel iliÅŸki sırasında edilgen ve hareketsiz kalan kadınlar daha çok cinsel sorun yaÅŸarlar. Hareketsiz kalma ve insiyatif almama cinsel iliÅŸkinin ritmini ve cinsel giriÅŸimin zamanlamasını tamamen erkeÄŸe bırakmak anlamına da geldiÄŸinden kadının cinsel yanıtlarıyla baÄŸlantısız olmasına da neden olmaktadır. ErkeÄŸin baÅŸlatıcı ve iliÅŸkiyi yönetici bir rolde olması kendi uyarılma düzeyine göre iliÅŸkiyi yönlendirmesine ve eÅŸinin uyarılmasına dikkat etmemesine neden olmaktadır. Yeterli hazırlık ve cinsel uyarma olmadan tekrarlanan cinsel iliÅŸkilerin, cinsel istek ve haz üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bazı erkekler eÅŸleri cinsel olarak ilgili, yanıt verici olduÄŸunda oldukça rahatsız olur. Bizim kültürümüzde kadınların cinsellikle ilgili aktif tutum almaları ve kendi cinselliklerine sahip çıkmaları çok uygun karşılanmaz. Ayrıca kadının, daha çok eÅŸine uyum göstermesi, onun beklentilerine göre hareket etmesi beklenir. Saygı, özen ve incelik beklentisi içindeki kadın bunları alamadıkça cinsel isteÄŸini yitirebilir.
5.Katı dini ve ahlaki inançlar:
Bazı insanlar cinselliÄŸin günah ve ayıp olduÄŸu yönünde katı mesajlarla büyütülürler. EriÅŸkin olduktan sonra da doÄŸal olarak hissedecekleri cinsel arzularını bastırırlar. Vajinismuslu kadınların bir kısmında dinsel ÅŸartlanma görülür. Bu hastaların büyüdüÄŸü ailelerde ebeveynler normalden daha çok dini kurallara uymalarını isterler. Cinsel iliÅŸkilerde sorumluluÄŸun geliÅŸmesine izin vermezler ve cinsellikle ilgilenmemeyi yüceltirler. Bu tür evlerde cinsellik bir sıkıntı kaynağıdır. Dinsel ve ahlaki deÄŸerler cinsel ilgi ve iliÅŸkilerin hepsinde suçluluk ve utanç ortaya çıkarıcıdır. Bu ailelerde genellikle cinsel ahlak saplantısı olan babalar vardır. EÅŸinin ve kızlarının cinsellikle ilgilenmemesini ve yüksek ahlaki bir düzey tutturmasını ister. Bu istekleri yerine getiren ve kızlarını da buna uymaya zorlayan ise genellikle annedir.
6.Baba-kız ilişkisinden kaynaklanan nedenler:
Çocukluk döneminde babaya duyulan çocuksu aÅŸkın çözülmemiÅŸ olması bu bilinçdışı arzuların ve çatışmaların neden olacağı kaygıyı engellemek amacıyla bir savunma tepkisi olarak cinsel istek, uyarılma ve orgazm engellenebilir.Bazı vajinismuslu kadınların da babalarıyla yakın ve duygusal iliÅŸki kurma olanaklarının az olduÄŸunu bildiren araÅŸtırmalar vardır.
7.Baskıcı, otoriter baba:
Vajinismuslu kadınların tipik özelliklerinden birinin otoriter bir babaya sahip olmak olduÄŸunu belirtmiÅŸtir. Bu kadınların babanın otorite figürü olduÄŸu bir evde büyüdüklerini ve sürekli fiziksel ve/veya sözel ÅŸiddet gördükleri belirtilmiÅŸtir. Vajinismuslu kadınların babalarında otorite saplantısı, baskın olmak için ceza uygulama, alkolizm, psikopati saptanmıştır. Antisosyal ve obsesif-kompulsif kiÅŸilikli babaların da vajinismus etyolojisinde önemli olduÄŸu bildirilmiÅŸtir.
8.Zayıf, güçsüz anne:
Åžiddet uygulayan babaları olan vajinismuslu kadınlarda, dayak yiyen ya da kızını baba dayağından koruyamayan annelerin zayıf bir kadın modeli oluÅŸturdukları söylenebilir. Dayak atan baba ile dayak yiyen anneden oluÅŸan aile modelleri aynı zamanda erkek ve kadın rollerini katı bir biçimde ayırdığından ve erkeklerin ÅŸiddet uygulayan kiÅŸiler olarak algılanmasını saÄŸladığından da vajinismus etyolojisinde önemli olabilir.
9.Cinselliği değersizleştiren/aşağılayan aile:
Vajinismusu olan kadınların annelerinin sıklıkla cinselliÄŸi deÄŸersizleÅŸtirdikleri gözlenmektedir. Muhtemelen kendi cinsel yaÅŸamlarının tatmin edici olmamasına baÄŸlı olarak bazen kibar, iyi örtülmüÅŸ, iliÅŸkilere ve bakış açılarına yansımış bir ÅŸekilde bazen de açıkça, cinsellik hem aÅŸağılanmakta hem de kontrol edilmektedir. Bu annelerin kadın ve erkek rollerini kesin olarak ayırdıkları, cinselliÄŸi sadece erkeklerin istediÄŸi bir ÅŸey olarak gördükleri söylenebilir. Bu anneler kızlarına da cinselliÄŸi ve cinsel organları kirli olarak yansıtırlar.
10.Kişilik sorunları:
Ağır kiÅŸilik bozukluklarına sıklıkla cinsel iÅŸlev bozuklukları eÅŸlik eder. Åžizoidlerde cinsel iliÅŸki isteÄŸi azdır. Borderline kiÅŸilik yapılanması düzeyindeki kiÅŸilik bozukluklarında yüksek oranda çok çeÅŸitli cinsel sorunlar bulunur. Histrionik ve Borderline kiÅŸilik bozukluklarında rastgele cinsel iliÅŸki sık görülmesine karşın, bir çoÄŸunda uyarılma ve orgazm bozukluÄŸu vardır. Depresif, distimik kiÅŸilikli kimseler genel olarak haz almaktan, mutlu ve keyifli olmaktan kaçınırlar. Kendilerini acılarla dolu, talihsiz bir kurban olarak hissederler. Bu kiÅŸiler keyifli olan ve zevk veren birçok ÅŸeyden olduÄŸu gibi cinsel haz almaktan da kaçınırlar. Sürekli bir ÅŸeylerden ÅŸikayet etme, memnun olmama halindedirler. Adeta mutlu olabilmeyi kendilerine yasaklamışlardır. Bu kiÅŸilerde cinsel isteksizlik çoÄŸunlukla ergenliÄŸin başından beri vardır.
11.Cinsel kimlik veya yönelim sorunları:
Cinsel ilgileri kendi cinsine yönelik olarak geliÅŸen bazı kadınlar bu arzularını bastırırlar veya gizlerler. Bazen kiÅŸi cinsel ilgisinin kendi cinsine yönelik olduÄŸunun farkındadır ancak bu durumun baÅŸkaları tarafından fark edilmesini istemediÄŸinden karşı cinsle iliÅŸki kurabilir hatta evlenebilir. Ancak karşı cinsle iliÅŸkide istek, uyarılma ve orgazm zorlukları yaÅŸar. Bazen de kiÅŸi eÅŸcinsel arzularını bastırır ve kendisi de farkında olmaz. Karşı cinsle iliÅŸkide nedenini bilmediÄŸi bir isteksizlik ve zevk alamama yaÅŸar. Cinsel yönelimi aslında kendi cinsine yönelik olan bu kadınlarda karşı cinse yönelik cinsel isteksizlik, cinsel istek bozukluÄŸu olarak yorumlanabilir. Bu kadınların karşı cinse yönelik cinsel istek duymalarını saÄŸlamaya çalışmak yararsız olduÄŸu gibi uygun bir yaklaşım da deÄŸildir.Açık olarak eÅŸcinsel olanlar ile eÅŸcinsel arzularını bastırıp bir erkekle birlikte olmaya çalışan kadınlarda da uyarılma ve orgazm sorunları ortaya çıkar. Çünkü kiÅŸinin arzu duyduÄŸu ÅŸey ile yaÅŸadığı ÅŸey arasında bir uyumsuzluk vardır.
12.Cinsel taciz ve travmalar:
Özellikle cinsel tiksinti bozukluÄŸunda ve baÅŸta vajinismus olmak üzere bazı cinsel iÅŸlev bozukluklarında cinsel ÅŸiddete maruz kalma öyküsüne sık rastlanır. Cinsel travmalar tacizcinin yakınlık derecesi, olayın rıza ya da ÅŸiddet kullanılarak gerçekleÅŸmesi, tekrarlama sıklığı gibi etkenlere baÄŸlı olarak cinsel yaÅŸamı önemli oranda bozabileceÄŸi gibi diÄŸer ruhsal sorunlara ve kiÅŸilik geliÅŸiminde bozukluklara yol açabilmektedir. Bazı cinsel travma maruz kalmış kiÅŸiler ise kendine zarar verici rastgele uygunsuz cinsel yakınlıklar kurma gibi bir durum ortaya çıkabilmektedir.
13.Cinsel fobiler veya kaçınmalar:
Bazı kadınların cinsel isteksizlikleri cinsel iliÅŸkinin bazı yönlerine iliÅŸkin kaçınmalara veya korkulara baÄŸlı olabilir. Mesela meninin kokusundan veya üzerine bulaÅŸmasından tiksinen bir kadın cinsel iliÅŸki istemeyebilir. Bu kadınlar dikkatlice dinlenirlerse, cinsel iliÅŸkiden ya da kimi yönlerinden rahatsızlık duymalarına karşın, bunların dışarıda bırakılacağı cinsel yakınlaÅŸmalara karşı isteksizlikleri olmadığı görülür. Cinsellik konusundaki korkuların özellikle cinsel istek ve uyarılma üzerinde etkili olduÄŸu söylenebilir. Cinsel korkuya baÄŸlı orgazm olamama (anorgazmi) çoÄŸunlukla istek azlığı ve uyarılma sorunlarına ikincil olarak ortaya çıkar.
14.Maskelenmiş parafililer (cinsel sapkınlıklar):
Bazı kiÅŸilerin teÅŸhircilik, röntgencilik, fetiÅŸizm, cinsel sadizm, cinsel mazohizm vb gibi eÄŸilimleri olmasına karşın bunları bastırmış olabilirler. Bazı kimselerde ise bu tür eÄŸilimler cinsel iliÅŸkiye izin vermeyecek kadar güçlü olmadığı halde kiÅŸi bu tür arzularını kendisine yakıştıramadığı için ÅŸiddetle bastırmış olabilir. Cinsel arzuların kabul edilemediÄŸi için bastırılması cinsel isteksizlik yaratabilir. Bu tür sorunu olan kiÅŸilerde kiÅŸinin cinsel arzularını fark etmesini ve cinsel yaÅŸamına dahil etmesini saÄŸlayacak tedavi yaklaşımları yararlı olacaktır.
15.Evlilik çatışmaları:
Ä°nsanlar evlenirlerken nasıl bir evlilikleri olacağına iliÅŸkin belli tasarıları ve hayalleri vardır. Bu hayal ve tasarılar iÅŸ bölümü, roller, yaÅŸama tarzı, nelerin yapılıp yapılmayacağına iliÅŸkin çeÅŸitli ayrıntıları içerir. Mesela bir kadın evlenirken, kocasının kendisine karşı anlayışlı, ilgili ve özenli olacağını, ev iÅŸlerinde kendisine yardım edeceÄŸini, her ikisinin de çalışacağını varsaymış olurken, belki eÅŸi de karısının evde oturup ev iÅŸlerinin sorumluluÄŸunu üstleneceÄŸini, elini sıcak sudan soÄŸuk suya sokmayacağını varsaymış olabilir. Evlendikleri zaman ikisi de birbirinde aradığını bulamamın hayal kırıklığı içinde kızgınlıklar ve kırgınlıklar gösterebilirler. Böyle bir çift çevre ve aile baskısı ya da yetiÅŸme döneminde aldıkları kültüre göre ayrılmak istemeyebilirler. Ancak yaÅŸadıkları çatışma cinsel yaÅŸamlarına yansıyarak cinsel isteklerini ya da haz almalarını bozabilir. Ciddi evlilik uyuÅŸmazlıkları olan çiftlerde, cinsel terapi yerine evlilik sorunlarının çözülmesini saÄŸlayacak evlilik terapileri daha önceliklidir.
16.Eşe ilgi kaybı:
Birçok çift birlikteliklerinin ilerleyen dönemlerinde birbirlerine eskisi kadar cinsel ilgi duymamaya baÅŸlarlar. Birbirinde aradığını bulamamak, eÅŸiyle mutlu olamamak, kızgınlıklar, hayal kırıklıkları gibi genel iliÅŸkideki sorunlar yanında çiftlerin eÅŸlerini ebeveyn gibi algılamalarının da çok önemli bir rolü vardır.
17.Yakınlık sorunları:
Cinsel iliÅŸki iki kiÅŸi arasındaki en yakın ve mahrem iliÅŸki biçimlerinden biridir. Cinsel yakınlık sırasında hem ruhsal hem de bedensel anlamda iki kiÅŸi arasındaki sınırlar iç içe geçer. YakınlaÅŸma ve sınır sorunu olan kiÅŸilerde bu yakınlığı tolere edememek cinsel iliÅŸkilerden kaçınmaya neden olabilir. Ancak yakınlık sorunları isteksizlik yaratabilirse de daha çok uyarılma ve orgazm bozukluÄŸuna neden olabilir.
18.EÅŸin cinsel beceri eksikliÄŸi:
Fazla cinsel tecrübesi ve bilgisi olmaksızın evlenen ve daha sonra da sınırlı ve kısıtlı bir cinsel yaÅŸamı olan çiftlerde kocanın cinsel iliÅŸki sırasında uygun olmayan tutumları, kadının uyarılmasını ve haz almasını engelleyebilir. Önce uyarılma ve orgazm bozukluÄŸu olarak baÅŸlayan cinsel sorun uzadığında ise cinsel isteksizliÄŸe neden olabilir. Böyle çiftlerde cinsel danışmanlık ve cinsel yaÅŸamlarını renklendirecek alıştırmalar yararlı olabilir.
19.Pasif, bağımlı eş:
Vajinismuslu eÅŸlerinin, pasif, bağımlı, aşırı düÅŸünceli ve eÅŸleriyle bilinçdışı bir anlaÅŸma içinde, cinsel birleÅŸmeden kaçınan kiÅŸiler olduÄŸu birçok araÅŸtırmacı tarafından belirtilmektedir. Vajinismuslu bir kadını seçen erkekle, pasif, bağımlı bir eÅŸ seçen kadının oluÅŸturduÄŸu ikilide eÅŸlerin her biri diÄŸerinin öfkesinden (agresyondan) korkar ve cinsel birleÅŸme sürekli ertelenir. Kocalar genellikle seviÅŸme sırasında eÅŸleri korktuÄŸunda eÅŸlerini uyarmaya devam etmek, cinsel iliÅŸkiye hazırlamaya çalışmak yerine engellenmekte ve iliÅŸkiyi sürdürememektedirler. Evlendikten sonra da cinsel iliÅŸkiden kaçınma tam bir anlaÅŸma içinde sürdürülür. Cinsel birleÅŸme giriÅŸimleri ahlaki ussallaÅŸtırmalarla mümkün olduÄŸunca geciktirilir. Ä°lk baÅŸarısızlıktan sonra bir dönem cinsel birleÅŸme denemeleri devam etse de genellikle 6-12 ay sonunda denemeler bırakılır. Tedavi uzun zaman sonra, örneÄŸin çocuk sahibi olma isteÄŸi büyük boyutlara ulaşılınca ciddi olarak düÅŸünülür.
20.Eşte cinsel işlev bozukluğunun bulunması:
EÅŸlerden birindeki bir cinsel sorun diÄŸer kiÅŸide de cinsel sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. ÖrneÄŸin erken boÅŸalması olan bir erkeÄŸin eÅŸinde orgazm sorunu görülmesi doÄŸaldır. Hatta tekrarlayan hayal kırıklıkları zamanla her ikisinde de uyarılmayı ve cinsel isteÄŸi de bozabilir.
21.Duygu ve davranışlar üzerindeki kontrolünü yitirme korkusu:
Duygu ve davranışları üzerinde her zaman egemenliklerini sürdürmek isteyen herhangi bir duygunun ya da biyolojik uyaranın kontrollerini aÅŸmasına izin vermeyen kiÅŸiler, cinsel iliÅŸkisi sırasında da cinsel uyaranın belli bir düzeyin üzerine çıkmasını engellerler ve dolayısıyla orgazm olamazlar.
22.Gebelik korkusu:
Kendini genç bir kız olarak algılamaktan vazgeçmek istememek, anneliÄŸin getireceÄŸi sorumlulukları üstlenmeye hazır olamamak ya da doÄŸum yapmaktan korkmak gibi nedenlerle gebe kalmak istemeyen bir kadın cinsel iliÅŸkiden kaçınmak için cinsel isteÄŸini engelleyebilir. Bu durumda bu endiÅŸelerin ortaya çıkarılıp çözümlenmesi baÅŸka bir tedavi gerektirmeksizin cinsel isteÄŸin oluÅŸması için yeterli olacaktır.
23.Psikiyatrik rahatsızlıklar:
Depresyon baÅŸta olmak üzere birçok psikiyatrik rahatsızlık cinsel isteÄŸi azaltır ya da geçici bir süre ortadan kaldırır. Cinsel isteÄŸi olumuz etkileyebilecek diÄŸer psikiyatrik rahatsızlıklar ÅŸunlardır: yaygın anksiyete bozukluÄŸu, özellikle cinsellikle ilgili olmak üzere obsesif-kompülsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluÄŸu, panik bozukluk, özellikle kaygının (anksiyetenin) yoÄŸun olduÄŸu dönemlerde ÅŸizofreni gibi psikotik bozukluklar. Cinsel istek azlığı psikiyatrik bir hastalığa ya da onun tedavisinde kullanılan ilaçlara baÄŸlı ise, öncelikle hastalığın cinsel isteÄŸi etkilemeyen bir ilaçla tedavisi gerekir. Psikiyatrik rahatsızlık düzelme gösterdiÄŸi halde cinsel isteksizlik devam ediyorsa cinsel terapi ya da soruna yönelik özel yaklaşımlar gerekebilir.
24.Stres ve üzüntü kaynağı olan yaÅŸam olayları:
Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kiÅŸide sıkıntı ve üzüntü yaratan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteÄŸi azaltabilirler.
25.YaÅŸla veya çekicilikle ilgili endiÅŸeler:
Bireyin yaÅŸlanmaya tepkisi cinsel yaÅŸamının nasıl olacağının ana belirleyicilerinden biridir. Belli yaÅŸ dönemlerinde cinsel yaÅŸamlarının biteceÄŸine iliÅŸkin yanlış düÅŸünceleri olan ya da yaşın getirdiÄŸi deÄŸiÅŸikliklerden utanan bir kadın cinsel isteÄŸini göz ardı etmeye çalışabilir. Ayrıca, kilo alımı ve yaÅŸla birlikte gelen diÄŸer bedensel deÄŸiÅŸiklikler, ilgi çekiciliÄŸin kaybı veya bireyin cazibesini yitirdiÄŸi ile ilgili düÅŸüncelere neden olarak sekse ilgiyi azaltabilir.
26.EÅŸe veya erkeÄŸe yönelik olumsuz duygular:
EÅŸleriyle aralarında güç çatışması olan kadınlarda cinsel sorunlara daha çok rastlandığına iliÅŸkin bulgular vardır. Daha adil ve eÅŸit iliÅŸkisi olan çiftlere göre erkeÄŸin baskın olduÄŸu ve gizli ya da açık güç çatışmalarının yaÅŸandığı evliliklerde cinsel sorunlara daha sık rastlanmaktadır.
27.Gerçekdışı beklentiler:
Bazı kadınların hayal kırıklıkları beklentilerinin yüksek olmasına baÄŸlıdır. Gerçek dışı ve yüksek beklentiler erkekler arasında daha sık görülmesine karşın, kadınlardan özellikle medyadan etkilenip mesela orgazmın zevkten çıldırmak gibi bir ÅŸey olduÄŸunu ama kendilerinin bunu yaÅŸayamadığını düÅŸünüp hayal kırıklıklarına baÄŸlı küskünlükler gösterebilir ve cinsel iliÅŸkiden zamanla kaçınmaya baÅŸlayabilirler.
28.Performans anksiyetesi:
Cinsel iÅŸlev bozukluÄŸu olan çoÄŸu çiftin cinsel deneyim sonucunda hoÅŸnutsuz bir yaÅŸantı beklentisi vardır. Bir olumsuz deneyim diÄŸerini takip eder ve sonuçta çift sürekli olarak yeni olumsuz deneyimleri bekler duruma gelir. Bu kısır döngü kalıcı probleme ya da cinsel ilginin kaybına neden olabilir.
29.Hamilelik, doÄŸum:
Hamilelikte cinsel iliÅŸkinin zararlı olabileceÄŸine iliÅŸkin inançlar cinsel kaçınmalara ve zamanla istek ve uyarılma sorunlarına neden olabilir. DoÄŸumdan sonra da kadınlar en çok yeni rollerine uyum sorunu yaÅŸadıklarından ve sorumlulukları arttığından cinsel istekleri azalabilir. Özellikle çocuk sayısı arttıkça artan sorumlulukları ve iÅŸ yüklerinin ağırlığı daha da ağırlaÅŸmakta ve cinsel isteksizlik yaratabilmektedir.
30.Aldatılma veya eşin sadakatinden kuşkulanma:
Aldatılmaya ya da aldatılma kuÅŸkusuna baÄŸlı geliÅŸen kızgınlık, cinsel hazzı ve uyarılmayı ciddi ÅŸekilde bozar. Ayrıca, kadınların kendilerini cinsel hazza, uyarılmaya, ve orgazma bırakabilmeleri için erkeklere göre daha fazla güvenlik duygusuna gereksinimleri olmaktadır. Gerçek ya da muhtemel bir aldatma kuÅŸkusu kadının güvenini zedelediÄŸinden cinsel hazzını, uyarılmasını ve orgazm olmasını engelleyebilir. Cinsel hazzın azalmasına baÄŸlı tekrarlayan cinsel deneyimlerin yarattığı hayal kırıklığı da zamanla cinsel isteÄŸi azaltabilir yada ortadan kaldırabilir.
31.Cinsel organlardan iÄŸrenme veya hoÅŸlanmama:
Vajinismuslu kadınlar genellikle kendi cinsel organlarıyla ilgili utanç, iÄŸrenme ve hoÅŸlanmama duyguları taşırlar. Bu duygular ve yanlış bilgiler genellikle kendisinde cinsel organlarından hoÅŸlanmayan, seksten zevk almayan ve bazı durumlarda vajinismusu olabilen annelerden öÄŸrenilmiÅŸtir.
32.Kızlık zarını yitirme korkusu:
Kızlık zarının kutsallığı ve korunmasına önem verilmesi gibi kültürel faktörler de vajinismus geliÅŸiminde etkilidir. Kızlık zarının önemli olduÄŸu topluluklarda vajinismusun daha sık görülmesinin önemli nedenlerinden biri budur. ÇocukluÄŸundan itibaren kızlık zarını özenle koruması öÄŸretilmiÅŸ bir kadın evlendiÄŸi zaman bile sahip olduÄŸu bu deÄŸerli ÅŸeyi kaybetmek istemeyebilmektedir.
33.Organik hastalıklara reaksiyon:
Birçok hastalık ya da hastalığın yarattığı durum veya tedavi biçimlerine karşı geliÅŸen psikolojik reaksiyonlar cinsel iÅŸlev bozukluÄŸuna neden olabilmektedir. Bunların başında kanserler, üreme sistemi ve idrar yolları hastalıkları ve ameliyatlarla diÄŸer ciddi hastalıklar gelir. Kanser; iÅŸlev kaybı, çaresizlik, ümitsizlik, suçluluk, ölüm korkusu, aÄŸrı endiÅŸesi ve bağımlılık korkuları uyandırır. AIDSle ilgili inanışlar HIV pozitif kiÅŸilerde suçluluk duygularının daha da fazla olmasına ve cinsel yaÅŸamdan daha fazla kaçınmaya neden olur. Öte yandan kronik hastalıkların yol açtığı yorgunluk ve halsizlik cinsel isteksizliÄŸe neden olabilmektedir. YaÅŸamı tehdit eden hastalıklarda ölüm kaygısı cinsel ilgiyi ortadan kaldırabilmektedir.
34.Eşler arasındaki zayıf iletişim:
Cinsel iÅŸlev bozukluÄŸu geliÅŸen birçok çift cinsel iliÅŸkilerini konuÅŸamamaktadır. Bu nedenle partnerler hem cinsel ihtiyaçlarını ve kaygılarını ifade edemezler hem de her biri karşısındakinin düÅŸünce ve duygusunu tahmin etmeye çalışır. Bu tür tahminler ciddi yanlış anlamalara yol açabilir ve cinsel zorlukları daha da arttırabilir.
35.Suçluluk duyguları:
ÇeÅŸitli kaynaklı suçluluk duyguları cinsel iÅŸlevleri etkileyebilir. Ensestiyöz suçluluk duyguları olabileceÄŸi gibi, baÅŸka biriyle gizli bir iliÅŸkiden, baÅŸka birine ilgi duymaktan kaynaklanan veya eÅŸe karşı ilgisizlik, ihmal gibi nedenlerle de olabilir. Erotik hazzı yaÅŸamak bu nedenle imkansız olabilir. Suçluluk cinsel iÅŸlev bozukluÄŸunun partner üzerinde algılanan etkileri nedeniyle de hissedilebilir.
36.Kısıtlı ön seviÅŸme:
Cinsel isteksizliÄŸi ve uyarılma zorluÄŸu olan kadınlar eÅŸleri istediÄŸi için cinsel iliÅŸkiyi kabul ederler ama haz almadıkları için bir an önce bitmesini isterler bu da cinsel haz alma olanaklarını ortadan kaldırarak durumun kronikleÅŸmesine neden olur.
37.Tecrübesizlik:
Kadınların önemli bir bölümü evlilik öncesi cinsel deneyimleri çok sınırlı ve az olduÄŸu için evlendiklerinde cinsel deneyim açısından tecrübesizdirler. Birçok kadın cinsel yaÅŸama iliÅŸkin ilk tecrübelerini evlendikleri zaman edinirler. Nasıl cinsel haz alacaklarını, nelerden hoÅŸlanıp hoÅŸlanmayacaklarını bilmediklerinden ve cinsel iliÅŸkide kontrolü eÅŸlerine bıraktıklarından kendi cinsel özelliklerini öÄŸrenmeleri de oldukça uzun sürer.
38.EÅŸini memnun edememe endiÅŸesi:
Kadınlar çocukluklarından itibaren babalarına, aÄŸabeylerine hizmet ederek yetiÅŸirler ve onların rahatını saÄŸlamakla görevlendirilirler. Evlendiklerinde de aynı ÅŸeyi eÅŸlerine yapar, onun hizmetlerini yerine getirirler. Cinsel iliÅŸkide de bu iliÅŸki kalıbı geçerlidir. EÅŸinin memnuniyeti ile aşırı ilgilenmesi, kadının kendi bedenini ve hazzını ihmal etmesine dolayısıyla da cinsel özelliklerini anlamasını ve buna uygun davranmasını zorlaÅŸtırarak uyarılma ve orgazm olmasını güçleÅŸtirir.
CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi Araştırma Derneği)
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
CETAD Antalya Bölge Temsilcisi
www.antalyaterapipsikiyatri.com
Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.
1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99
facebook.com/antalyaterapipsikiyatri
twitter.com/DrSevilayZorlu